Cenk Akyol Fan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Cenk Akyol manken oldu

Aşağa gitmek

Cenk Akyol manken oldu Empty Cenk Akyol manken oldu

Mesaj tarafından özge C.tesi Ekim 02, 2010 10:22 pm

İyi bir sezonu geride bıraktınız. Kendinizi geliştirdiğinizi düşünüyor musunuz?

Geçen dört sezonda aldığım sürelerle bu senekini karşılaştırınca arada uçurumlar var. Bir oyuncunun antrenmanla kendini geliştirmesinden çok sahada kalarak neyin doğru neyin yanlış olduğunu görerek kendini daha çok geliştirdiğini bu sene öğrendim. Çünkü saha içinde ne kadar fazla kalırsanız, duruma göre neyi nasıl yapacağınıza daha doğru karar veriyorsunuz. Sezon başında biraz bocaladım ama zaman alıştıkça da toparladım. Geçtiğimiz dört seneyi bir nevi boşa geçirmiş olduğumu anladım.

Yani Air Avellino doğru takım mıydı?

Bu sene benim tek derdim sadece sahada kalabilmekti. İyi de olsa, kötü de olsa sahada kalıp o özgüveni tekrar kazanmaktı. İnsanlara bir şeyler yapabileceğimi ispat etmek istiyordum. Bu sene milli takıma çağrılmamın nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum. Keşke bu tercihi 2-3 sene önce yapabilseydim. Ama şartlar o zaman daha farklıydı.

Efes Pilsen’den ayrıldıktan sonra kendinizi geliştirmeniz için olanak tanınmadığına dair serzenişleriniz oldu. Efes’in sizden götürdükleri mi oldu yani?

Ben Efes’te yetiştim ve orası benim yuvam gibiydi. Türkiye’de benim üzerimde emeği olan tek kulüptür. İstediğim süreleri bulamadım ama bunun sebebi Efes Pilsen kadrosunun her zaman geniş bir rotasyona sahip olmasıydı. Benim beklentilerim ve insanların benden beklentileri farklıydı. Benim de yaptığım yanlışlar oldu. Kafaca çok rahat değildim burada. İnsanların benim hakkımda konuşmasını kafama çok takıyor ve demoralize oluyordum. Sonuçta da daha az süre alıp istediklerimi sahaya yansıtamamıştım. Bu seneden sonra her şey daha farklı olacak.

A Takıma ilk çıktığınızda hakkınızda hep olumlu şeyler söylendi. Sonra bir düşüş oldu ve olumsuz eleştirilerin dozu arttı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Elbet hatalar yapmışımdır. Zararın neresinden dönsek kardır. Gençliğimden de, tecrübesizliğimden de, her şeyden olabilir. 17 yaşında A Milli Takım kadrosunda çok iyi oynadım. Ondan sonra Efes Pilsen’de çok az süreler alabildim, sakatlandım bir de. O döneme dönüp çok da ne yaptığımı düşünmek yerine önüme bakıyorum. Geleceğe yönelik iddialı konuşmanın da anlamı yok. Hepimiz profesyonel sporcularız. İyi de, kötü de oynayacağımız günler olacak. Her zaman elimden geleni yapmaya çalıştım. Şimdi de çıkıp aynısını yapmaya çalışacağım. Bilip bilmeden konuşan çok insan var. Çünkü sporcu eleştirmek en kolay iş. Ben de futbol maçında aynısını yapıyorum. Bizim insanımız bir de daha çok yıpratıcı olduğu için…

Bir sene aradan sonra tekrar Milli Takım’a çağrıldınız. Ne düşünüyorsunuz?

Çok mutluyum. Milli Takım’a çağrılmak bir sporcu için en büyük gururdur. Sahaya çıktığında da terinin son damlasına kadar orada mücadele etmek zorundadır. Orada kendin için değil, o ülke için mücadele ediyorsun. Arkamızda bu sene kendi seyircimiz de olacak. İyi şeyler yapacağız. Şampiyonada büyük ihtimalle salon her zaman dolu olacak. O taraftarın etkisiyle 15 sayı bizim olacak. Ondan sonrası bize bağlı. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Kenetlenip, neyimiz var, neyimiz yok sahaya koymalıyız.

Dünya Şampiyonası’nda şansımızı nasıl görüyorsunuz?

Kötü bir sene oldu aslında. Tanjevic hastalandı, Mehmet Okur, Ömer Aşık sakatlandı. Kerem Gönlüm cezalıydı. Bu takımın belki en iyi oyuncuları bu seneyi böyle geçirdiler. Büyük ihtimalle salon her zaman dolu olacak. O taraftarın etkisiyle 15 sayı bizim olacak. Ondan sonrası bize bağlı. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Kenetlenip, neyimiz var, neyimiz yok sahaya koymalıyız.

İtalya’daki hayatınızdan biraz bahseder misiniz?

Sezon başında çok memnundum. Sezon ortasına doğru sıkılmaya başladım. Sonu hiç geçmez oldu. Çünkü ben İstanbulluyum. Çok daha küçük bir şehirde, başka bir ülkede yaşamak başta çok cazip gelse de gittikçe zorlaşan bir durumdu. 50-60 bin kişilik bir şehirde. Tabii küçük olunca insanların basketbola ilgisi yüksekti. Çok yapacak bir şey yoktu. Playstation, film, kitap bir yere kadar. Ama en azından takım arkadaşlarım iyi insanlardı, birlikte vakit geçirebiliyorduk. Benim de böyle, kafamı dağıtmayacağım bir seneye ihtiyacım vardı.

Basketbol dışında neler yapmaktan hoşlanır Cenk Akyol?

Gezer, iyi yemek yemeyi sever. Nerde güzel pişerse orda yemeyi tercih ederim. Sinemaya giderim. Bu sene çok okuduğum için kitap okumak iyice alışkanlık oldu. Ailemle vakit geçirmeye çalışırım.

Alışveriş yapmayı sever misiniz? Yani mağaza mı gezmek, internetten alışveriş mi yapmak daha cazip sizin için?

Mağaza gezerim. Mağazalarda bedenime göre çok fazla bir şey bulmak mümkün olmuyor. Ama İtalya’da çok büyük mağazalar ve outlet’ler vardı. Yapacak bir şey olmadığı içinde durmadan alışveriş yaptım.

O zaman sezon başında toplu alışveriş yerine zaman zaman mağaza gezmeyi seviyorsunuz…

Ben giyime önem veririm. Gezerim, gördüğüm, beğendiğim şeyi de alırım. Alışveriş yapmak da benim için bir keyif.

Marka tercihleriniz nelerdir?

İtalya’ya gidince Prada, Dolce&Gabbana ağırlık kazandı. Kotlarımı da Diesel’den alıyorum. Beğenirsem başka markalardan da alırım ama seçiciyimdir. İstanbul’da üstüme göre Hugo Boss’tan bulabildiğim için oradan almayı tercih ediyorum.

Sizce erkeklerin en büyük moda yanlışı nedir?

Ben siyah ayakkabı hiç giyemem. Özellikle kotun altında siyah ayakkabının olmadığını düşünüyorum. Bence bir erkek her zaman spor ama şık olmalı.

Günlük yaşamınızda en çok neleri tercih ediyorsunuz?

Jean ve gömlek tercih ederim. Tişört olursa polo yaka giyerim. Ceket giymektense hiç hoşlanmam.

Modayı özel olarak takip eder misiniz?

Beğendiğimi gidip alırım. Herkeste var diye almam bir şeyleri. Mağazanın vitrininde bir şey beğenirsem girip büyük bedeni olup olmadığını sorarım. Varsa da alırım.

“Etiket fiyatı ne olursa olsun alırım” dediğiniz bir şey var mı?

Kesinlikle gömlek. Bir erkeğin güzel gömlekleri olması lazım.

Kullanmayı sevdiğiniz bir aksesuar var mı?

Güneş gözlüğü dışında bir şey yok. Bir saatim vardı. Kaybettiğimden beri de yenisini almadım.

Hiç kullanmasanız da sürekli gidip aldığınız bir şeyler var mı?

Çok fazla kot pantolonum var. İnsanın hep giydiği üç kotu vardır. Dönüp dolaşıp onları giyer. Ama dolabımda kullanmadığım bir sürü kotum var.

Erkekler için modanın merkezi hangi şehirdir?

Kesinlikle Milano.

Ne olmadan yaşayamazsınız?

Blackberry’im olmadan yaşayamayabilirim. İnsan her şeye alışıyor onun dışında.

Bir tasarımcı sizinle birlikte bir şeyler tasarlasa, bunun ne olmasını istersiniz?

Ayakkabı olmaz, çünkü herkesin var. Benim adıma gömlekler olmasını isterim.

Düzenli misinizdir?

Düzensizlik içinde bir düzenim vardır. Attığım yerden biri alırsa, kızarım hatta. Titizimdir ama. Katlar koyarım genellikle.

Hayat kurtarıcı klasik kombinlerin var mıdır?

Var ama giyip giyip çıkardığım da çok olur. Bazı günler 15-20 dakika geçiyor ayna karşısında.

Gitmeyi sevdiğiniz yerler nerelerdir?

Festivallere giderim. Sezon ortasında çok fazla gezme şansımız olmadığı için yaz döneminde konserleri, sevdiğim grupları kaçırmamaya çalışıyorum. Alternatif rock dinlemeyi seviyorum. Şu ara en çok Sakin dinliyorum.
özge
özge
YöneticiYönetici

Kadın
Mesaj Sayısı : 703
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 29/11/07

https://www.facebook.com/cenkakyolfanpage

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz